Çocuk veya genç sahip olduğu zeka seviyesinden beklenenin altında akademik ve sosyal alanda yetersizlikler sergiliyorsa özel öğrenme güçlüğünü düşünmek gerekir. Günümüzde öğrenme güçlüklerine yönelik farkındalık artmış olsa bile, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu veya zeka gerilikleri ile karışabilmektedir. Özel öğrenme güçlükleri yeni sınıflamada tek bir başlık altında yer alsa bile etkiledikleri alanlara göre farklı isimlendirilebilirler.
Okuma bozukluğu (toplumda disleksi-okuma körlüğü olarak bilinir), matematik bozukluğu (diskalküli), yazılı anlatım bozukluğu (disgrafi) ve ayrışmamış öğrenme bozuklukları şeklinde alt tipleri vardır.
Okuma bozukluğu olan birçok çocuk okumaktan ve yazmaktan hoşlanmaz ve bununla ilgili ödevlerden ve görevlerden kaçınır. Bu gibi işleri yaparken kaygıları artar. Bu çocuklar iyileştirici eğitim almazlarsa utanma ve küçük düşme duygularından dolayı başarısız olmaya devam ederler. Zaman içerisinde bu duygular daha da artar. Büyük yaştaki öğrenme sorunu olan çocuklar kızgın ve depresif olabilir ve düşük benlik saygısı gösterirler. Ergenlik döneminde davranım bozukluğu ve bağımlılıklar için artmış risk söz konusudur.
Matematik bozukluğu olan birçok çocuk ilk eğitimin ikinci ve üçüncü sınıflarında tanınır. Böyle çocukların tek basamaklı sayıları toplama ve sayma gibi temel sayı kavramları bulunduğu yaş ortalamasının altındadır. Fakat çocuk diğer alanlarda normal zeka yetenekleri gösterir. İlk eğitimin ilk iki veya üçüncü yılında matematik bozukluğu olan çocuk ezber belleğine güvenerek matematikte biraz ilerleme yapabilir. Fakat daha sonra aritmetik işlemleri farklılık ve ustalık yetisi düzeyini gerektiren karmaşık duruma geldiğinde bozukluk belirginleşir.
Yazılı anlatım bozukluğu olan okul çocuklarının önce kelime hecelemede ve düşüncelerini yaşa uygun dil bilgisi standartlarına göre ifade etmede güçlükleri vardır. Konuştukları ve yazdıkları cümlelerde çok sayıda dil bilgisi yanlışları ve bozuk paragraf düzeni bulunur. İkinci sınıfta ve daha sonra çocuklar kısa bir cümleyi yazarken basit dil bilgisi hataları yaparlar. Örneğin, devamlı olarak hatırlatılmasına karşın büyük harfle başlamazlar ve cümlenin sonuna nokta işareti koymazlar. Yazılı ifade bozukluğunun ortak özellikleri heceleme, dil bilgisi ve işaretleme hataları, ve kötü el yazısıdır.
Öğrenme gecikmesi de öğrenme güçlükleri ile karışabilecek bir durumdur.
Öğrenme güçlükleri öğrenme gecikmesinden farklı bir durumdur. Küçüklüğünde kitaplarla fazla karşılaşmayan, anne-babası kendisine kitap okumayan ya da zayıf bir eğitim sisteminden gelen çocukların akranlarını yakalamak için bir-iki yıla gereksinimi olabilir. Ancak öğrenme güçlüğü olan çocuklar her türlü olanağa sahip olsalar dahi bilgiyi etkin bir şekilde işleyemezler ve karmaşık okuma ya da aritmetik becerilerini zamanında kavrayamadıkça da akranları ile aralarındaki fark sürekli açılır.
Toplumda yanlış kanı öğrenme güçlüklerinin ilkokul yıllarında tanınabileceğidir. Bu nedenle bazı durumlarda geç farkedilmesi söz konusu olabilir. Gecikilip tedavi edilmeyen çocukta okul reddine, motivasyonda azalmaya ve etiketlenip düşük benlik algısına yol açabilir. Öğrenme güçlüklerine müdahale açısından okul öncesi dönem ile ana sınıfı dönemi en uygun zamanlardır. Anne-babaların da potansiyel sorunlara işaret eden bazı ipuçlarını bu yaşlarda fark etmeleri mümkün olur.
Sözel olmayan (örneğin matematik) öğrenme güçlükleri olan okul öncesi çağdaki çocuklar genellikle kaba ve ince motor becerilerini kazanmakta zorluk çekerler. Bu çocuklar oyun çocukluğu çağında sakarlıklar yapabilir ve çevrelerindeki mekânı keşfetmekten kaçınabilirler. Ayrıca legolar ve bloklarla oynamakta, resim çizmekte, yazmakta veya boyaları tutmakta, düğme iliklemekte ve bağcık bağlamakta da zorlanabilirler.
Sözel öğrenme güçlüğü (örneğin okuma) riski ile karşı karşıya olan küçük çocuklar ise konuşulan kelimeleri anlamakta veya kafiyeleri fark etmekte zorlanabilirler. Bu çocuklar oyun sırasında sözlü yönergeleri izleyemeyebilirler. Geç konuşma bazı fonolojik bozukluklar, sözel anlatım becerisinde zayıflıklar görülebilir.
Zamanında yardım alınmaması durumunda öğrenme güçlüğü olan çocuklar belirli bir aktiviteye has davranış sorunları geliştirebilirler. Örneğin sözel olmayan öğrenme güçlüğü olan bir çocuk matematik dersinde yaramazlık ederken, Türkçe dersinde böyle bir tutum sergilemeyebilir. Okuma güçlüğü olan bir çocuk ise okuma ya da yazma içeren ödevlerini yapmayı reddedebilir.
Orta çocukluk ve ergenlik dönemindeyse özgüven düşüklüğü ve depresyon gibi ciddi davranış sorunları ve ruhsal sorunlar gelişebilir. Bu yaşlardaki çocuklar artık akranlarından geride olduklarının farkına varırlar ve başkaları tarafından “aptal” olarak görülmekten korkarlar. Okula devamı bırakıp kapasitelerinin altındaki işlerde çalışabilirler.
Elbette büyük çocuklara da yardım edilmesi mümkündür ve onlara da öğrenme güçlüğü konusunda nasıl hareket etmeleri gerektiği öğretilebilir, ancak beyin gelişimi açısından bu gibi becerilerin çok daha kolay öğrenilebildiği kritik dönem geçirildiğinden bu becerileri kazanmaları çok daha zor olur.
Çocuk psikiyatristlerince kapsamlı değerlendirme yapılır. Çocuğun bilişsel, ruhsal ve akademik gelişimi öyküsü ve ince-kaba motor muayenesi, özel öğrenme güçlüğü değerlendirme ölçek ve test bataryası uygulanır. Ayrıca şüphe edildiğinde nöropsikolojik inceleme yöntemleri ile ayrıntılı inceleme yapılır ve çocuğun sorun yaşadığı alanlar kadar güçlü olduğu alanlar da tespit edilir.
Özel öğrenme güçlüklerine yönelik bireysel eğitim programları şu an etkili yöntemdir. Dikkat eksikliği hiperaktvite bozukluğu başta olmak üzere sık görülen eş psikiyatrik hastalıkların etkin tedavisi ile öğrenme sorunlarında azalmalar ve kazanımların artması mümkündür. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar için okulda destek eğitim programları ve sınıfta ve sınavda bazı düzenlemeler söz konusudur.