Yıllarca emek verip özel eğitim merkezlerinden terapilere taşıdığınız çocuğunuz büyüdü ve nihayet okul yaşına erdi. Aslında kolaylıkla geçmesi gereken ve size keyif vermesi gereken bu süreç maalesef yeterince ilgi ve destek olmadığında hem çocuk hem de aile için oldukça zor geçiyor. Öyle ki özel çocukların kaynaştırma eğitimi, alt sınıf veya başka benzeri bir uygulama ile topluma dahil edilmesi gerekirken, bu akademik sistemdeki olumsuz tutumlar nedeniyle aile ve çocuk okula karşı küstürülüyor. Otizm spektrum bozukluğu başta olmak üzere zihinsel işlevlerde sorunları olan veya duyusal bütünlemede zorluk yaşayan çocuklar rutinler dışına çıkıldığında aşırı tepkiler verebilirler. Bu yüzden okula geçişin bu çocuklarda yumuşak olması gerekir.
Çocuğumuzun durumunu saklama eğilimindeyiz ancak okulda öğretmen ve rehberlik servisleri yeterince bilgilendirilmelidir. Biz eğer eksik bilgiye sahipken, beklentilerimiz karşılanmadığında nasıl hayal kırıklığına uğruyorsak; okulun da kendini ayarlaması gerekir. Böylece sorunlar oluşmadan baştan çözümlenir ve önlemler alınabilir. Okul bahçesindeki güvenlikten, koridoru süpüren temizlik görevlisine kadar herkes, hassas çocuklara yaklaşımı aslında bilmelidir. Bu yüzden fırça takıntısı olan çocuğa yakın temizlik yaparken elinden süpürgesinin çekilebilme ihtimali ve bu durumdaki gereken uygun tepkinin nasıl gösterileceği okul temizlik görevlisine anlatılmalıdır. Veya okulun bahçesinde oynarken birden gürültülü bir çöp kamyonu geldiğinde güvenlik veya nöbetçi öğretmen ters giden durumu farketmelidir ve aşırı tepki verebilecek özel çocuk önceden desteklenmelidir. Eğer taşımada servis kullanılıyorsa özellikle bilgilendirme yapılmalıdır, örneğin çocuk hep aynı koltuğa oturmak isteyebilir. Tüm bu anlattığım senaryolar, bana gelen olgularımın öyküsünden edindiğim deneyimlerdir, yani olmuş olaylardır.
Ötekileştirme ve ayrıştırma toplumumuzda da çok fazla, okulda ise hassas çocuğumuz sahip olduğu özelliklerden dolayı da ötekileştirilip akran zorbalığına daha fazla uğrayabilir. Bazen çocuktaki isteksizlik veya okul reddinin gizli kalan bir sebebi ise akran zorbalığı olabilir. Bu yüzden okuldaki eğitimcilere düşen görev; sevgi ve desteğin özellikle yaşıtlar tarafından sağlanmasıdır, sınıf arkadaşları ile kaynaşmasının yollarının bulunmasıdır. Bunu için durumu açıklayan çocuklara uygun çizgifilmler ve resimli kitaplar bulunmaktadır.
Bu gibi sayısız örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Tipik gelişen çocuklar için bile uzun yaz tatilinden sonra anne-babadan ayrılmak, saatler süren okul programına dahil olmak çok zor iken, aşırı hassas ve özel çocukların düzeninin bozulup okula hemen uyum sağlamasını hem okul yönetimi hem de aile olarak beklemek çok da gerçekçi olmayan bir tutumdur.
Bazen takıntılar, tekrarlayıcı hareketler, nedensiz öfke atakları, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik gibi düzen bozan durumlar olabilir. Uyum sürecinde stres ile eskiden olan problemler tetiklenebilir. Bu durumda takip edildiğiniz çocuk psikiyatristinden destek almayı unutmamanız önemlidir.
Tüm çocuklarımıza destek ve sevginin eksik olmadığı bir ders yılı dilerim.